Bir gün yolda yaya giden bir bektasinin önüne bir atli cikti:
- Baba, dedi, bir müskülüm var. Beni aydinlatir misin?
Bektasi yanıt verdi:
- Elimden gelen bir seyse, hay hay, oglum.
- Sunu ögrenmek istiyorum: Su anda Allah ne yapiyor?
Sualin münasebetsizligine icerliyen dervis, hic belli etmemis:
- yanıt veririm ama, bir sartla, sen o attan in, ben bineyim.
- Neden?
- Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek gerekir de ondan!
Adam attan inmis, Bektasi binmis.
Adam:
- Hadi, demis söyle bakalim. Allah simdi ne yapiyor?
Bektasi:
- Ne yapacak, demis, ati senin gibi budalanin elinden alip, benim gibi akilliya veriyor.
Ve calakamci uzaklasmis.
Bir mecliste Kurani Kerim'den söz acilmisti. Kuran'in
essizliginden ve olaganüstü bir eser oldugundan bahsedilirken, odanin bir kösesinde
kendi halinde cubugunu icmekte olan bir Bektasi söze karisarak:
- Evet, Allahin kelami cidden essizdir. Amma, yazisi biraz karisiktir!.. der.
Dinleyenlerden biri hayret ve biraz da hiddetle sorar:
- Karisik midir, nerden biliyorsun?
Bektasi acinacak bir tavirla cevap verir:
- Alnimin yazisindan!