bdg.kulubu.
com
>ÇIPLAK VATANDAŞ > >Komşunun küçük çocuğu, Kemal Derviş'in kapısını çalarak; >"Amca" demiş, "beni annem gönderdi. Bir kaşık tuz ödünç alabilir miyim?" >Derviş, >"Tabii yavrucuğum" demiş. Vermiş tuzu. >Az sonra da Derviş, komşusunun kapısını çalmış. >Don gömlek, kapıyı açan ev sahibi; >"Buyur, Kemal Bey..." demiş. >Derviş, adamın üstündekileri göstererek; >"Beni Bush gönderdi" demiş. "Şu üstünüzdekileri alabilir miyim?!.." > >YETMİŞ MİLYON KURBAN > >Eşi, Kemal Derviş'i telefonla arayıp bayramını kutladıktan sonra sormuş: >"Hayatım, kurban kestin mi?" >Derviş, >"Yok, şekerim..." demiş. "Gerek kalmadı. Çünkü gördüğüm kadarıyla Bülent Ecevit, benim yerime de kesmiş." >"Yaaa... Sayın Ecevit, kaç kurban kesmiş?" >"Yetmiş milyon!.." > >GALATASARAY'A KIYAK! > >Amerika gezisinden döner dönmez, bu kez de Avrupa'ya giden Kemal Derviş'e sormuşlar: >"Amerika'ya para almaya gittiniz. Bunu biliyoruz. Peki Avrupa'ya niye gittiniz?" >Derviş, >"Avrupa'ya da para vermeye gittim" demiş. >"Kime?.." >"Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'la karşılaşacak takımlara..." >"Neden?" >"Yenilsinler diye... Çünkü bu milletin başka türlü yüzü gülmüyor!" > >MUSTAFA KEMAL > >Yaşlı bir kadın, Derviş'e adını sormuş. >Derviş, >"Kemal" demiş. >Yaşlı kadın, Derviş'in saçlarını sevgiyle okşayarak; >"Afferin sana evladım..." demiş. "Bak şimdiden Kemal olmuşsun. Bi de Mustafa Kemal olabilsen!.." > >KAPALI MECLİS > >Kemal Derviş, bir geceyarısı TBMM'nin kapısına kocaman bir kilit asmaya çalışıyormuş. >Tam o sırada ordan geçen bir vatandaş, yüksek sesle sormuş: >"Heey!.. Ne yapıyorsun sen, orda bakiim?" >Derviş, >"Yeni bir seçim yapılıncaya kadar burayı kapatıyorum" demiş. >"Neden?" >"Nasılsa yeni seçime kadar Türkiye'yi ben, tek başıma idare edicem. Milletvekilleri niye boşuna maaş alsınlar!" > >NE ZAMAN RAHATLAYACAĞIZ? > >Derviş'e sormuşlar: >"Ne zaman rahatlayacağız?" >"Yaza doğru..." demiş. >"Nasıl yani?" >"Şöyle: Uygulayacağımız ekonomik politikalar sayesinde yaza doğru toplu ölümler başlayacak. Böylece nüfus azalacak ve geriye kalanlar rahatlayacak. Anlatabildim mi?" > >SİHİRBAZ DERVİŞ > >Kemal Derviş, dünyaca ünlü sihirbaz David Copperfield'e başvurarak, kurs almak istediğini söylemiş. >Copperfield, >"Nerden icap etti?" diye sormuş. >Derviş, >"Türkiye'de herkes beni sihirbaz sanıyor da..." demiş. >Ve eklemiş: >"Ayıp olmasın... Bari birkaç numara öğreneyim!" > >SABREDEN DERVİŞ > >Türkiye'ye çağrılır çağrılmaz, samimi bir arkadaşı, Kemal Derviş'i tebrik ederek; >"Ulan" demiş, "helal olsun sana... Amerika'da durdun durdun, sonunda turnayı gözünden vurdun." >Derviş, >"Eee..." demiş. "Oğlum; sabreden DERVİŞ muradına ermiş!" > >ZENGİNLİK UZMANI > >Ani bir kararla Kemal Derviş'i makamına çağıran Ecevit, >"Üzgünüm ama, işine son verildi. Yarından tezi yok, makamı boşalt" demiş. >Derviş, hayretler içinde sebebini sormuş. >Ecevit, >"Biz seni zenginlik uzmanı bilirdik, meğerse sen fakirlik uzmanıymışsın" demiş. >Ve eklemiş: >"Oysa bizim asıl, zenginlik uzmanına ihtiyacımız var. Vatandaşın halinden açıkça görüldüğü gibi, evvel Allah, fakirlikte hepimiz uzmanız!" > >KURTAR BENİ TANRIM! > >Yolda, çarşıda, pazarda; işadamından düş adamına, politikacısından bürokratına kadar Kemal Derviş'i gören hemen herkes aynı sloganı haykırıyormuş: >"Kurtar bizi Derviş!" >Sonunda Derviş, dayanamamış ve patlamış: >"Kurtar beni Tanrım!"
nayirnolamaz.
8m.net